Перевод: со всех языков на турецкий

с турецкого на все языки

... olsun... olsun

  • 121 farewell

    adj. veda, son
    ————————
    interj. elveda, uğurlar olsun, güle güle
    ————————
    n. elveda, veda
    * * *
    veda
    * * *
    [feə'wel] 1. noun
    (an act of saying goodbye: They said their farewells at the station; ( also adjective) a farewell dinner.) veda, ayrılık
    2. interjection
    (goodbye: `Farewell for ever!' she cried.) Allaha ısmarladık, Elveda

    English-Turkish dictionary > farewell

  • 122 for a change

    (to be different; for variety: We're tired of the car, so we'll walk for a change.) değişiklik olsun diye

    English-Turkish dictionary > for a change

  • 123 for fun

    şaka olarak, şakadan
    * * *
    (as a joke; for amusement: The children threw stones for fun.) eğlence olsun diye, vakit geçirmek için

    English-Turkish dictionary > for fun

  • 124 for the hell of it

    (for no particular reason; just for fun: The boys said they had set fire to the house just for the hell of it.) sırf zevk/iş olsun diye

    English-Turkish dictionary > for the hell of it

  • 125 good luck!

    (an expression of encouragement made to someone who is about to take part in a competition, sit an exam etc: She wished him good luck.) İyi şanslar; Şansın açık olsun.

    English-Turkish dictionary > good luck!

  • 126 heck

    n. kahrolası, cehennem olası, allah'ın belası, aşırı şey, şiddetli şey
    * * *
    [hek]
    ((informal) used to express mild annoyance or to emphasize something: Where the heck is she?; It was a heck of a good game.) Allah kahretsin, lânet olsun

    English-Turkish dictionary > heck

  • 127 how

    adv. nasıl, ne durumda, nereden, ne, ne kadar
    ————————
    n. yapma yöntemi, yöntem
    * * *
    nasıl
    * * *
    1. adverb, conjunction
    1) (in what way: How do you make bread?) nasıl, ne şekilde
    2) (to what extent: How do you like my new hat?; How far is Paris from London?) ne kadar/ölçüde/derecede
    3) (by what means: I've no idea how he came here.) nasıl
    4) (in what condition: How are you today?; How do I look?) nasıl, ne durumda
    5) (for what reason: How is it that I am the last to know about this?) niye, niçin, neden
    2. conjunction
    (in no matter what way: This painting still looks wrong however you look at it.) ne olursa olsun, ne kadar... olsa da/bile
    - how come
    - how do you do?

    English-Turkish dictionary > how

  • 128 however

    adv. her nasılsa, her halükârda, nasıl olursa olsun, nasıl oldu da
    ————————
    conj. ama, ancak, halbuki, her ne şekilde, oysa
    * * *
    ancak
    * * *
    1) (in spite of that: It would be nice if we had more money. However, I suppose we'll manage with what we have.) buna rağmen
    2) ((also how ever) in what way; by what means: However did you get here?; However did you do that?) nasıl
    3) (to no matter what extent: However hard I try, I still can't do it.) ne kadar

    English-Turkish dictionary > however

См. также в других словарях:

  • olsun — òlsun uzv. DEFINICIJA reg. ekspr. neka bude! [Bajram (šerif) mubarek olsun! riječi kojima se čestita Bajram] ETIMOLOGIJA tur. olsun …   Hrvatski jezični portal

  • ... olsun ... olsun — sözü geçen her şey Er olsun subay olsun, harpte ölen her askerin müşterek sembolü meçhul askerdir. P. Safa …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • olsun — 1. Yaxşı, razıyam, etirazım yoxdur. – Olsun, – deyə direktor gülümsündü. 2. «Ki» bağlayıcısı ilə: olsun ki. . . – ola bilsin ki. . . , ola bilər ki. . . , mümkündür ki. . . , yəqin, ehtimal ki. . . , bəlkə də. . . Olsun ki, o bu təklifi qəbul… …   Azərbaycan dilinin izahlı lüğəti

  • şart olsun — 1) nikâhım üzerine yemin ederim ki, öyle değilse veya bunu yapmazsa karım boş düşsün (olsun) anlamında yemin olarak kullanılan bir söz Artık hep, evli adamlar gibi biz de şart olsun yeminine başladık. Ö. Seyfettin 2) yemin etmek için kullanılan… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • feda olsun! — varsın gitsin, uğrunda yok olsun! anlamında kullanılan bir söz Böyle harmancı çingeneler, sana düzinelerle feda olsun! O. C. Kaygılı …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • helal olsun — 1) bir hizmet veya özverinin istenilerek yapıldığını ve takdir edildiğini göstermek için kullanılan bir söz Yol güzel, tarlalar cömert / Helal olsun yol parası. B. R. Eyuboğlu 2) hakkımı helal ediyorum anlamında kullanılan bir söz 3) bir davranış …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • eksik olsun — 1) gereği yok anlamında kullanılan bir söz Böyle yardım eksik olsun. 2) ölsün! anlamında kullanılan bir ilenme sözü …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • toprağı bol olsun — Müslüman olmayanlar için ruhu sükûn içinde olsun anlamında söylenen bir söz On dakikaya kalmadan adamcağız sizlere ömür! Toprağı bol olsun diyeceksiniz. R. Erduran …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • MURO: Nalet Olsun İçimdeki İnsan Sevgisine — In diesem Artikel oder Abschnitt fehlen folgende wichtige Informationen: Vollständige Inhaltsangabe und Angaben zur Rezeption fehlen Du kannst Wikipedia helfen, indem du sie recherchierst und einfügst …   Deutsch Wikipedia

  • dağ ardında olsun da yer altında olmasın — yaşasın da uzakta olsun anlamında kullanılan bir söz …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • ervahına yuf olsun! — yazıklar olsun, Allah kahretsin! anlamında sövme veya kınama sözü …   Çağatay Osmanlı Sözlük

Поделиться ссылкой на выделенное

Прямая ссылка:
Нажмите правой клавишей мыши и выберите «Копировать ссылку»